Umut aşılayan bir hikaye

Published by Ezidi Times on

Son zamanlarda, Ezidi Times’a bir okuyucumuz ulaştı ve kendisinin bir tablo yaptığını, bu tabloyu bir Ezidiye hediye etmek istediğini söyledi. Daha fazla soru sorduğumuzda, değerli okuyucumuz bir rüya gördükten sonra Ezidilere ilgi duymaya başladığını ve Ezidiler hakkında daha güvenilir bilgiler aramaya başladığını belirtti. Okuyucumuz o kadar ilginç bir hikaye paylaştı ki, bu hikayeyi duyarsız bırakmak istemedik. Bu nedenle, hikayenin gizliliğini korumak amacıyla değerli okuyucumuzla anonim olarak bir röportaj gerçekleştirdik.


Röportaj

Ezidi Times ile iletişime geçip Ezidilere olan ilginizin nasıl başladığına dair çok ilginç bir hikaye paylaştınız. Bu konuyu ve bu süreçteki deneyimlerinizi daha ayrıntılı bir şekilde anlatır mısınız?

“Sıradan bir Türk vatandaşıyımdır. Biz Türkler maalesef kitap az okuyan bir milletiz, kitap okuyan insan sayımız azdır. Bende o azınlık olan Türklerdenim. Kitap okumayı çok severim, bundan 5 yıl önce Zülfü Livaneli‟nin Huzursuzluk kitabını okumuştum. Çok beğenmiştim, o kitapta Ezidi halkından çok içten duygularla bahsetmiştir, yapılan zulümler, tecavüzler vs. kötülükler. İşidin Ezidi kadınlara ve kız çocuklarına yaptığı kötülükler beni çok üzmüştü. Zülfü Livaneli‟nin Huzursuzluk kitabı gerçekten çok güzel bir kitaptır. Bu kitaptan önce Ezidi halkı hakkında pek bir bilgim yoktu, genelde haberlerde İşidin Ezidi kadınlara yaptığı zulümleri bilirdim ama bu kitap bütün acıları gözümüzle göstermişti. Daha sonra bir rüya gördüm, rüyamda tavus kuşu gördüm yeşil kanatları olan mavi bir tavus kuşu çok güzel bir kuştu, sonra eski alfabeden yazılar gördüm hiçbir şey anlamadım tabi ama yazılar çivi yazısıydı. Belki de okuduğum kitaptan etkilendiğim için böyle bir rüya görmüşümdür herhalde. Sonra Ezidi halkını araştırdım, çok etkilendim, bunca acılara rağmen kendilerinden ödün vermeyen asil yürekli bir halk olduğunu öğrendim.”

Ezidi Times ile iletişime geçip Ezidilere olan ilginizin nasıl başladığına dair çok ilginç bir hikaye paylaştınız. Bu konuyu ve bu süreçteki deneyimlerinizi daha ayrıntılı bir şekilde anlatır mısınız?

“Öncelikle bana röportaj yapma hakkını verdiğiniz için EZİDİ TİMES topluluğuna teşekkür ediyorum. Sormuş olduğunuz soruları cevaplamak benim için bir onurdur.”

“Daha önce Ezidi halkı ile ilgili bir bilgim pek yoktu maalesef Zülfü Livaneli‟nin Huzursuz kitabından derinlemesine öğrenme şansım oldu. Sonrasında eski kadim bir halk olduğunu öğrendim. Ben Ezidi halkını Kerbela Olayında Hz. Hüseyin‟i katleden Yezidin soyundan geldiklerini sanırdım, meğerki çok yanlış bir bilgi içerisindeydim. Asla Yezidin soyundan değillerdir, çok eski kadim Mezopotamya Asuri halklarından birilerdir.”

Bölgedeki IŞİD’in etkisinin, Türkiye devletini ve Türkiye’de yaşayan tüm vatandaşları nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz?

“Tabi ki çok kötü etkilemiştir, bütün terör örgütü gibi İŞİDE bir terör örgütüdür, cihatçı fazlası ile radikal dinci bir terör örgütüdür. Bölücü, parçalayıcı terör örgütlerine nasıl lanet ediyorsak İŞİDE de aynı şeklide lanet ediyoruzdur.”

Türkiye’deki farklı azınlıkların yaşam koşulları hakkında ne düşünüyorsunuz? Örneğin, okullarda kendi ana dillerinde (Türkçe dışında) eğitim alma hakları var mı?

“Türkiye‟de ki farklı azınlıklar ile ilgili sorusuna cevaben. Bilirsiniz Türkiye‟de birçok azınlık yaşar. Çoğunluk olarak Türkler ve Kürtler fazladırlar, birbirine bu kadar benzeyen halk birbirine neden bu kadar düşman anlamış değilim doğrusu. Türkiye‟de Türk ve Kürt dışında Laz, Çerkez, Hemşin, Zaza, Arap, Boşnak, Arnavut, Rum, Gürcü, Sefarat Yahudi ve birçok sayamayacağım azınlık halklar vardır. Ezidi halkını da unutmamak gerekir. Benim Laz kökenli akrabalarım var ve okullarda isteğe bağlı Lazca dersler ve devlet destekli Lazca kurslar görüyorlardır. Çerkez kökenli arkadaşlarım var Çerkezce okullarda ders olarak verilir. Kürt kökenli çok arkadaşım var onlarda Kürtçe ders görüler. Zaza arkadaşlarımda Zaza‟ca ders görürler okullarda.”

“Demek istediğim şudur, Türkiye Cumhuriyeti adı itibarıyla Türkiye Türklerin kurmuş olduğu bir ülkedir ve resmi dili Türkçedir, anayasamıza göre hangi ırktan olursan ol Türkiye‟de doğmuş, Türkiye‟de yaşamış biri kendini Türk hisseden biri Türk‟tür. Herhangi bir ırkın başka bir ırka üstünlüğü yoktur, herkesin eşit hakları vardır. Bu ülkenin kurucusu Atatürk‟ü örnek alırımdır, çünkü o bir ailede olan yönetme hakkını elinden alıp millete vermiştir ve cumhuriyeti kurmuştur.”

“Türkiye‟de seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır, halk kendini yöneteni seçiyordur. Buna da demokrasi denir ve en önemli devrimi kadınların insan yerine koyulmadığı bir topluma kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımasıdır ve en büyük devrimi de laikliktir, din ve devlet işlerini ayırmıştır. Atatürk‟ü anlatmakla bitmez, benim hayran olduğum büyük bir liderdir. Evet, Atatürk‟ü sevmeyenler olabilir buna saygı duyarım ama ben Türkiye‟de doğmuş bir kadın olarak, insan yerine koyuluyorsam, belli haklarım varsa ve erkeklerle eşit haklara sahipsem bunu Atatürk‟e borçluyumdur.”

Sizin görüşünüze göre, Türkiye’de şu anda en önemli ve zorlayıcı sorunlar nelerdir? (Siyasi, insan hakları, ekonomik vb.)

“Türkiye‟de en önemli zorlayıcı sorunlar sorusuna istemeden de olsa ülkemi eleştirmek zorunda kalacağım. Türkiye‟m maalesef yanlış kişilerin yönetimi altındadır ve bu beni çok üzüyor. Ekonomik olarak kötü zamanlardan geçiyoruz, dünyada en fazla mülteci kabul eden ülke konumundadır. Türkiye ve Türk halkı bundan hiç memnun değildir, herhangi bir eleştiri vs. gideceğimiz yer bellidir hapis, düşünce özgürlüğünden söz edemem maalesef, bunun sebebi din üzerinden siyaset yapan politikacılar yüzündendir. Hâlbuki Atatürk Türkiye‟yi modern bir ülke haline getirmek için ömrünü feda etti, kimler için Türk halkı için ama gel gör ki içler acısı bir durumdayız. İşte buna çok üzülüyorum. Gelen mülteciler fazla ilkel ve dinciler, ülkemdeki aşırı radikalci dincilerden yorulmuşken dıştan da aşırı radikalcilerin gelmesi kötü bir şeydir. Hâlbuki din insanla Allah arasındaki bir bağdır, başka insanın karışmaya hakkı yoktur. Türkiye‟min bir şeriat ülkesi olmasını hiç istemiyorum, İsveç gibi Finlandiya gibi vs. gelişmiş modern seküler bir ülke olmasını istiyorum. Herkesin dinine, ırkına, mezhebine, diline, cinsel yönelimine, düşüncelerine saygı duyan bir ülke olmasını diliyorum. Herkesin herkese saygı duyduğu bir ülke olasını diliyorum, bir Ortadoğu ülkesi değil de modern bir ülke olarak anılmasını diliyorum.”

“Elbette gelen mültecilere insan dışı davranmak doğru bir davranış olmaz ama ülkem Türkiye mülteci krizinden çok fazla zarar görmüştür, lanet olası savaşlar hep masum insanları etkilemiştir.”

Bildiğimiz gibi, Kürtler Türkiye’nin en büyük ikinci grubu (Türklerden sonra) ve Türk devletiyle ilişkileri zaman zaman sorunlu. Neden hâlâ Türkler ile Kürtler arasında bu kadar büyük bir çatışma bulunmaktadır? Tüm Kürtler, Türk devleti için bir tehdit olarak mı görülüyor?

“Türkler ve Kürtler arasındaki sorunla ilgili 80‟li yıllarda yanlış siyaset yüzünden farklı azınlıklardaki insanlara bir takım kötü şeyler yapıldı, dilleri ve kültürleri hiçe sayıldı ama bu sadece Kürtlere yapılmadı öteki azınlık halkalara da yapıldı. Keşke böylesi ahmakça şeylerde yapılmasaydı. Olan oldu, şimdi nasıl peki onu sormak gerek, etrafımda tanıdığım çok Kürt var hepsi çok iyi insanlar, şimdilerde hepsi ile eşit eğitimler görüyoruz, eşit haklarımız var. O üstün bu alt ırk gibi gereksiz şeyleri konuşmayız, zaten en güzel dil sevgi dili değil midir? Ama Kürt halkının beni rahatsız eden bazı konuları var, o da PKK terör örgütü. İŞİDTEN nasıl nefret ediyorsam PKK‟dan da o kadar nefret ediyorum. Beni rahatsız eden konu PKK‟ya destek veren Kürtler, bütün Kürtler PKK‟ya destek vermez elbette ve hatta çoğu nefret eder PKK‟dan. Bende nefret ediyorum PKK‟dan sebebi de Türkiye‟yi bölmek istemeleridir.”

“”I am familiar with the Kurdish people, and most of them, in fact, the vast majority, are Sunni Muslims. And they are, rightfully, true Muslims. There are no Kurdish Alevis, because Alevism is a tradition of the Kızılbaş people, and the Kızılbaş are the name given to the Alevi Turkmen. How do I know this? I learned it from my uncle, a true Turkmen Alevi from Sivas. He was a real Alevi. The concept of Kurdish Alevism comes from a historical situation: during the Ottoman period, the Kızılbaş Turkmen Alevis revolted. The ruling power of that time inflicted great cruelty on their fellow Kızılbaş Turkmen, massacring them and exiling the people. To avoid being exiled, those who didn’t want to leave their homes had to identify as Sunni Kurds. In other words, the Kızılbaş Turkmen Alevis “Kurdified” themselves in order to avoid exile and death. The ruling powers at the time were aligned with Sunni Kurds.

“Kürt halkını yakından tanıyorumdur, çoğu hatta fazlasıyla çoğu Sünni Müslümandır. Hem de hakki ki gerçek Müslümanlardır. Kürlerin Alevi‟si olmaz, çünkü Alevilik bir kızılbaş geleneğidir ve kızılbaşlar da Türkmen Alevilerine verilen isimdir. Bu bilgiyi nereden aldım dersen Sivaslı hakiki Türkmen Alevi‟si olan bir amcadan dinlemiştim bu bilgiyi. Gerçek bir aleviydi kendisi. Kürt Alevi‟si saçmalığı da şuradan çıkmıştır, Osmanlı döneminde Kızılbaş Türkmen Alevileri isyan etmişlerdir, dönemin iktidarı kendi ırktaşı olan kızılbaş Türkmenlere çok zulüm etmiştir, katletmiştir ve bu halkı sürgün etmiştir ve sürgün olmak istemeyen halk kendini Sünni Kürt olarak tanıtmıştır, Kızlbaş Türkmen Aleviler sürgün olmamak için ve öldürülmemek için Kürtleşmişlerdir. O dönemin iktidarı Sünni Kürtlerle beraber hareket ediyordu, Bu bilgileri Sivaslı kızılbaş Türkmen Alevi‟si olan amca söylemiştir adı da H‟dir. “Kürdün Alevi‟si olmaz.” derdi. Kızılbaş teriminin anlamı Alevi Türkmen demekti.”

“”As I mentioned, in the 1980s, unfortunately, many harmful things were done to minority groups, and the Kurds suffered greatly during that time. I wish such things had never happened. Nowadays, such events do not occur, and in the Turkish Grand National Assembly, there are many Kurdish-origin members of parliament who have significant influence. Kurds live all across Turkey, not only in the eastern regions but also in the western regions. Kurds are present in many important sectors, and even one of our former presidents had Kurdish roots. However, despite all this, we are still portrayed as a bad nation on the world stage. We are tired of the divisive and separatist propaganda of certain Kurdish groups. The Turks are tired, the Laz are tired, and the Circassians are tired as well. Many of our soldiers were killed by this separatist terrorist organization, as were our teachers and doctors. We will never forget the torture and massacre that Neşe Alten, a teacher in a village near Diyarbakır, endured at the hands of the PKK. As an educator, I will never forget the murders of teachers Aybüke Yalçın and Necmettin Yılmaz.”

“Dediğim gibi 80‟li yıllarda azınlık halklara maalesef kötü şeyler yapıldı, Kürtlerde bu olay da çok zarar gördü, keşke böyle şeyler hiç yaşanmasaydı. Günümüzde böyle şeyler olmuyor, Türkiye Cumhuriyeti meclisinde birçok Kürt kökenli milletvekilleri var, fazlasıyla söz hakları vardır. Kürtler Türkiye‟nin her bölgesinde yaşıyorlar sadece doğu bölgelerinde değil, batı bölgelerde de yaşıyorlar. Birçok önemli işlerde Kürler var ve hatta Cumhurbaşkanlarından biride Kürt kökenliydi ama gel gör ki bizleri dünyada kötü bir millet olarak göstermekten çekinmiyorlar. Bu bölücü ayrıştırıcı Kürtlerin ajitasyonlarından fazlası ile bıktık, Türklerde bıktı, Lazlarda bıktı, Çerkezlerde bıktı. Birçok askerlerimiz bu bölücü terör örgütlerinde katledildiler, öğretmenlerimiz, doktorlarımız katledildi. Diyarbakır‟ın bir köyünde çocuklara öğretmenlik yapan Neşe Alten öğretmene PKK terör örgütü tarafından yapılan işkenceleri ve katliamı biz hiç unutmayacağız. Aybüke Yalçın öğretmen, Necmettin Yılmaz öğretmenlerin katledilmesini bir eğitimci olarak ben hiç unutmayacağım.”

“Savaşın bile bir hukuku vardır, savaşlar askerler arasında olur ama gel gör ki terör örgütleri öğretmeni, doktoru, mühendisi, kaymakamı birçok aydın fikirli insanları ve sivil halkı, bebekleri bile katletmekten çekinmezler. Savunduğu ideolojisindeki kendi halkını bile katletmekten çekinmezler. Bütün savaşlardan nefret ediyorum, savaşlar insanlık için büyük bir katliamdır, barışın egemen olmasını diliyorum.”

“Kürtler, Türk devletinde bir tehdit mi hayır tabi ki de asla tehdit değiller. Birkaç hain bölücü terörist yüzünden 1000 yıldır birlikte yaşadığımız halkı tehdit olarak görmeyiz, onlar bizim kardeşlerimizdir, etrafımda birçok Kürt arkadaşım vardır, hepsini canımdan çok severim, dünya iyisi insanlardır, misafirperver gerçek Müslüman diyebileceğim bir halktır. Ve hatta rivayet edilir ki Türkler eski Türk dini olan Göktengri dinine inanırlardı, yani Şamanizm‟e inanırlardı, bir tür pagan dini veya doğa dini denirdi, doğa ana veya toprak anaya Ötüken denirdi Türk mitolojisinde.”

“Türkleri İslam dinine yönelten Araplar değil, Farslılar veya Kürtler olduğunu bir makalede okumuştum, İranlı Kürt bir akademisyenin makalesiydi. Kürtlerin en eski dinleri de zerdüştlüktür, bir tür güneşe veya ateşe tapılan bir din olduğunu öğrendim, en eski tek tanrı dini diye biliyorum.”

“Bu soruyu Kürt kökenli bir arkadaşıma gönderdim o bu soruya şu şekilde cevap verdi:
“Ben Şanlıurfa Suruçlu bir Kürt kızıyım adım Rojin, Bence böyle bir ayrım hayır olmadı, tam tersi biz kardeşiz, kardeş olarak kalacağız. KYK Devlet yurtlarında ve okullarda kardeş gibi eğitim gördük kardeş gibi yaşadık öğrendik Türk-Kürt demeden kardeşimiz dedik hiç bir zaman bizde bu sorun olmadı ve birbirimize bu soruyu bile sormadık çünkü böyle bir ayrım hiç bir zaman olmadı benim için.” Dedi.”

“Yani demek istediğim Türk ve Kürt sorunu yok doğru yönetimi olmayan ırkçı, ayrıştırıcı, dini radikalci, çıkarcı siyasiler ve eli kanlı bölücü terör örgütü sorunu vardır. Hakların tek istediği barış, huzur ve mutluluktur. Türk ve Kürt halkının istediği barış ve insanca yaşam hakkıdır.”

Bana yazdığınızda, Ezidilerin Kürt olmadığını bildiğinizi belirtmiştiniz. Aynı zamanda, tanıdığınız Kürtlerin bu görüşle hemfikir olmadığını da söylemiştiniz. Sizce, Kürtler neden birçok farklı azınlığın (örneğin Ezidiler ve Süryaniler) Kürt olarak kabul edilmesini tercih ediyor?

“Benim faşizan şekilde Kürt milliyetçisi bir arkadaşım vardı o bana Şengal halkı Ezidilerin Kürt kökenli olduğunu söylerdi, Süryanilerin de Kürt kökenli olduğunu söylerdi, Zazalarında Kürt kökenli olduğunu söylerdi. Ben o zamanlar bu konularda pek bir bilgim yoktu, sonralarda derinlemesine araştırma yaptım. Zazalar ve Kürtler akraba halklar ikisi de İrani kökenli halklardır ama Zazalar Kürt değildir, akraba halklardır ve hatta Zazaların kendi ana dili vardır Zaza‟ca diye bir dil. Benim Zaza kökenli bir arkadaşım vardı, o da aynı şeyleri söyledi Zazalar Kürt değildir dedi. Süryani halkını araştırdım, Süryaniler Sami halklardandır, akraba olduğu halklar Araplar ve Yahudilerdir. Ezidiler ve Kürtler akraba halklardır ama Ezidiler Kürt değildir. Ezidiler, Mezopotamya’nın halklarından biridir, Asurlularla akrabadır ve Ezdiki adında kendi dillerine sahiptirler.

“Kürtler, Zazalar, Farslar İrani haklardır, Süryaniler Sami halklardandır ve Ezidiler, tıpkı Asurlular gibi Mezopotamyalıdır.”

Genel olarak, Türk halkı Ezidiler hakkında ve onların Kürt olmadıkları konusunda ne kadar bilgi sahibidir?

“Kendi milletim olan Türkler bırak Ezidiler hakkında bilgi sahibi olması, kendi ırkı olan Türklük hakkında bile bilgileri azdır. Eski Türk mitolojileri yani Müslüman olmadan önceki Tengri dinine inanan Türkleri bilmezler, Anadolu Türklerini bilmez, Osmanlı tarihi hakkında bile bilgisizlerdir. Atatürk‟ün yaptığı devrimlerden bile hiçbir haberleri yoktur. Atatürk laikliği getirdiği için Atatürk‟ü dinsizlikle suçlarlardır. Hâlbuki Atatürk doğru olanı yapmıştır, din ve devlet işlerini ayırmıştır. Siyaset denen yalan sanatına din gibi kutsal değerleri olan bir şey ayrı olmalıdır. Eğer birlikte olursa kutsal din sömürülür, kullanılır. Din üzerinden siyaset yapmak doğru bir davranış değildir ama bunu anlamazlar maalesef. Yani Türkiye‟m çok az okuyor, çok fazla inanıyordur ve bu beni çok üzüyordur. Elbette çok okuyan aydın insanlarımız vardır ama bunlar çoğunlukta değiller maalesef.”

“Okumak çok güzel bir şey keşke bunu anlasalardı. Isaac Newton‟unun bir sözü vardır “Bildiklerimiz bir damla, bilmediklerimiz bir okyanustur.” Bilmediğimiz o kadar çok şey var ki bilgiyi aramaktan vazgeçmememiz gerek, çünkü bilgi en büyük güçtür.”

“Türk halkı yani Türkiye‟deki bütün halklar çoğunluğu Müslümandır, İslam‟a inanırlar, Kuran-i Kerimde ilk ayet „OKU ‟dur, ama Müslüman okumaz maalesef. Hâlbuki İslam dini hoşgörü dinidir, siyaset denen insan ayrıştıran, bölen parçalayan bir yalan sanatı bütün dinleri kötü göstermektedir.”

Son olarak, okuyucularımıza iletmek veya paylaşmak istediğiniz herhangi bir düşünce ya da mesaj var mı?

“Dünyaya öncelikle insan olarak geldik ama bizi öteki canlılardan üstün bir varlık olduğumuz anlamına gelmez, evet diğer canlılardan farklıyızdır çünkü düşünebilen bir varlığızdır. Ama dünyanın hâkimleri değilizdir, bu dünya sadece insanların değildir, bütün canlıların yaşam alanıdır ve insan dünyaya en çok zarar veren bir varlıktır. Kendilerini neden bu kadar üstün görür bu insanlar ben anlamış değilimdir doğrusu. Her ne ise insan olarak doğduk yaşadığımız coğrafyanın kültürel ırkına geçiş yaptık ve bizi dünyaya getiren ailenin dinene inandık. Doğmadan önce aileni, ırkını, dinini sen seçemesin, sen sadece insanca yaşamak için doğmuşsundur. Ama coğrafya insanın kaderi oluyor maalesef.”

“İbn-İ Haldun‟un dediği gibi “Coğrafya Kaderdir.” Bir Norveç‟te veya İsviçre‟de doğabilirdim veya Afganistan‟da da doğabilirdim. Norveç‟te doğsaydım az çok ne olacağım belli olurdu ama Afganistan da doğsaydım da ne olacağımda belliydi.”

“Gene de iyi ki Türkiye‟de doğdum diyorum ve Türkiye‟min çok daha iyi, özgür düşüncenin hâkim olduğu, eğitime önem verilen modern bir ülke olmasını diliyorum. Atatürk‟ün dediği gibi: “Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır, ben umudumu kaybetmedim.” Bende umudumu kaybetmedim, kaybetmeyeceğimde. Her ne kadar Türkiye‟mi eleştirsem de aslında iyi insanlarla dolu bir ülkedir, birçok farklı milletin bulunduğu kozmopolit bir ülkedir. Her ülkenin iyi yanları olduğu kadar kötü yanları da vardır maalesef.”

“Geçenlerde beni üzen bir olay oldu İsveçli çevreci aktivist Greta Thunberg Türk halkı hakkında ileri geri saçma sapan itamlar da bulundu. Sadece Kürtlerle iletişime geçti ve onları dinledi, hukukta bile bir kural vardır yargısız infaz yapılmaz, o küçük aktivist tek taraflı iletişime geçmiştir, Greta bölücü Kürtleri dinledi, keşke Türkleri de dinleseydi, Lazları ve Çerkezleri de dinleseydi ya. Bakalım onlar bölücüler hakkında neler diyeceklerdi. Maalesef Gretanın yaptığı hataydı ve bu Gretanın yaptığı saçmalığı sadece Türkleri rahatsız etmedi, Türkiye‟yi seven Kürtleri de rahatsız etti. Benim en yakın arkadaşım olan Kürt kökenli arkadaşımda rahatsız olmuştur bu durumdan. Gretayı bilgisiz ergen bir kız çocuğu olarak görüyorum ve daha fazla bir şey söylemek istemiyorum. Dünyada en fazla mülteci kabul eden ülkedir Türkiye, gelen mülteciler yüzünden ülke ekonomisi perişan olmuş ülkedir Türkiye. Daha fazla ne yapsın Türkiye.”

“Keşke dünyada ki bütün insanlar eşit hakları olsa, herkes eşit eğitimler görse insan haklarına uygun huzurun ve refahın egemen olduğu bir dünya olsa ama maalesef böyle dünya biraz zor gibi. Gel gör ki insanları bölme ve parçalama derdindeler, hâlbuki en güzel dil sevgi dili değil midir? Herkes herkese saygı duysa sevgi gösterse ne güzel olurdu. Ama olmuyor işte birbirimizi kırıyoruz, bölüyoruz, parçalıyoruz, bütün saygınlığımızı yok ediyoruz. Keşke böyle olmasaydık. Dünyanın bu hali beni bir insan olarak çok üzüyordur.”

“Öncelikle bana bu röportaj hakkını verdiğiniz için EZİDİ TİMES tekrardan teşekkür ederim. Çizmiş olduğum resmim Melek Tavus tablosunu kadim Şengal halklarından birine mensup olan gerçek bir Ezidiye hediye etmek isterimdir, umarım bu hediyemi bir Ezidiye teslim ederimdir.”

“Ezidi halkına yapılan züllümler beni derinden üzüyorduk, keşke Türkiye de Ezidi halkı için bir ibadethane bir tapınak yapılsa Ezidi halkı ibadetlerini huzur içinde yapsalar. Sadece Ezidi halkı değil elbette Zerdüşler içinde, Süryaniler içinde ibadethaneler yapılsaydı, biraz zor gibi ama imkânsız değildir. Umarım bir gün Ezidi halkı kendi topraklarında huzuru ve mutluluğu bulur, doğru düzgün yaşayacağı mekânlar ve zamanlar gelir inşallah. Ezidi halkı için dileklerim ve dualarım budur.”

“Sadece Ezidi halkı için değil, dünyadaki bütün halklar barış içinde özgür insanlar olarak yaşamalarını diliyorum. Savaşların olmadı, barışın egemen olduğu bir dünya diliyorum.”

“Yurtta Barış, Dünyada Barış.”Mustafa Kemal Atatürk


0 Comments

Leave a Reply

Avatar placeholder

Your email address will not be published. Required fields are marked *