Kürt Çiftçi Toprakları Yasası’nın Af Yasası ile Birlikte Sunulması Ne Tesadüf
Bazen en açık cevaplar tam önümüzde durur. Daha önce, 2016 tarihli Irak Genel Af Yasası’nın (27) değişikliğinin neden yanlış olduğunu açıklayan bir makale yayınlamıştık. Bu af, pratikte, IŞİD faaliyetlerine karışmış mahkumların serbest bırakılmasını mümkün kılacaktır. Bu yalnızca hukuki açıdan yanlış olmakla kalmaz, aynı zamanda 2014’te IŞİD tarafından gerçekleştirilen soykırımdan zarar gören tüm Ezidilere karşı moral bir hakarettir.
Bu makale, tüm Ezidi karşıtı Kürtlere ve “Ezidi Kürtleri” olduğunu iddia eden tüm Ezidilere yöneliktir. Bakalım bu fenomeni nasıl açıklayacaklar.
21 Ocak 2025’te kabul edilen üç yasa şunlardı:
- Kişisel Durum Yasası, kızların 9 yaşından itibaren evlendirilmelerine izin verir,
- Genel Af Yasası, de facto IŞİD teröristlerini affeder, ve
- Kirkuk’taki Kürt ve Türkmen çiftçilerinin topraklarının, Baas dönemine ait kararlarla el konulmasının iptali.
Bu üç yasa bir paket halinde oylanıp kabul edildi, yani ya üçü birden kabul edilecek ya da üçü birden “iptal edilecekti.” Bu, kendisi yasaktır, çünkü 2022 tarihli Irak Temsilciler Meclisi İçtüzüğü’nün 134. maddesi, birden fazla yasanın paket halinde oylanmasını yasaklar. Eğer Irak Meclisi gerçekten hukukun üstünlüğünün hüküm sürdüğü bir kurumsa, o zaman bu yasaların hepsi usul hataları nedeniyle yasa dışı sayılmalıdır.
Kürt milletvekilleri, bu pakete onay vermek zorunda kaldıklarını çünkü bu yolun, daha önce el konulan Kirkuk’taki tarım arazilerini geri almanın tek yolu olduğunu belirttiler.
Kürt milletvekilleri gerçekten “zorlandılar” mı? Gerçekten mi?
Eğer IŞİD’in kurbanları Kürtler olsaydı, durum aynı olur muydu? Af yasası, Kürt kadınlarına karşı suç işlemiş teröristlerin serbest bırakılmasını sağlıyorsa, Kürt siyasetçiler hala bu paket yasasına onay vermek için “zorlandıklarını” hisseder miydi?
Açıkça görülüyor ki, Kürt, Şii ve Sünni milletvekilleri arasında bir anlaşma yapılmış. Birisi topraklarını geri alacak, diğeri kadınlar üzerinde Şeriat yasalarını uygulama fırsatı bulacak, diğeriyse terörist kardeşlerini serbest bırakma şansı elde edecek. Bu, Irak’ın büyük çoğunluğunun kendi isteklerine ulaşabildiği, ancak kadınların ve Ezidi halkının haklarını ciddi şekilde ihlal eden çok kirli bir siyasi anlaşmadır.
Ne kadar hayal kırıklığı yaratıcı olsa da, etik ve moral açıdan yanlış olsa da, bu, Irak’ın “işleyişi” göz önüne alındığında doğal ve anlaşılabilir bir durumdur. Ancak, bu çok açık örneği kullanarak, tüm Ezidi karşıtı Kürtlere ve özellikle de “Kürt-Ezidileri” olduğunu iddia eden tüm Ezidilere, Kürtlerin Ezidileri Kürt olarak görmediğini göstermek istiyoruz. Bu gerçekten doğrudur, ancak birçok Ezidi hafızasını kaybetmiş ve Kürt propagandasının ellerinde naif birer araç haline gelmiştir. Bu yüzden sadece bu açık gerçeği vurguluyoruz ve bu “Kürt-Ezidilere” kendilerini kandırmamalarını, eski Ezidi halkının ve kimliğinin hayatta kalmasını tehlikeye atan eylemlerinden vazgeçmelerini hatırlatıyoruz.
Yeterli dini veya akademik bilgiye sahip olmayan birçok Ezidi’nin, aktif olarak aşırı Kürt propagandasına dahil olup bunun aracı haline gelmesi oldukça moral bozucudur. Dahası, bu “Kürt-Ezidilerinin” kendi miraslarına ve atalarının yaşadığı acılara sadık kalan Ezidileri taciz etmesi ve küçük düşürmesi çok daha yıkıcıdır. Kandırıldıkları için utanç duymak ve kendi miraslarına ihanet etmek yerine, saldırgan hale gelirler ve atalarının öldürülüp soyulup taciz edilmesinin tamamlanmamış işini devam ettirirler. “Kürt-Ezidileri,” atalarınız eylemlerinizden ve ahlaksızlığınızdan dolayı mezarlarında dönüyor olmalı. Ama şunu unutmayın: Siz, tıpkı kendi halkınızı sattığınız gibi, kullanılacak ve atılacaksınız. Kürt milletvekilleri, Kürtlerin çıkarlarına aykırı bir yasaya asla “zorlandıklarını” hissetmezlerdi. Umarız aklınızı başınıza alır ve binmiş olduğunuz bu trenden inersiniz. Çünkü ne kadar uzun kalırsanız, o kadar zor olur inmek ve doğru hedefinize ulaşmak.
Bir Ezidi atasözü vardır:
Ceçke gura, meryara tu car nabên bra.
Kurt yavruları asla insanlarla kardeş olamaz.
Okurlarımıza, bunun anlamını yorumlamayı bırakıyoruz.
0 Comments