Rudaw’da yayımlanan yakın tarihli bir köşe yazısında İkbal Dürre, Rusya’daki Kürt sayısı hakkında birkaç iddiada bulunuyor ve resmi rakamların hatalı olduğunu öne sürüyor; çünkü onun iddiasına göre “Ezidî Kürtler” sadece “Ezidî” olarak tanımlanıyor. Ancak Dürre’nin argümanı, tarih, kimlik ve temel mantığı göz ardı eden varsayımlara dayanıyor.
Dürre’ye göre Ezidiler de Kürt’tür ve Rusya’daki Kürt sayısını gösteren mevcut istatistikler yanlıştır. Ona göre Ezidiler de Kürt olarak sayılmalıdır.
Ezidi Times, İkbal Dürre’nin yaptığı bu yanlış, politik motivasyonlu ve yanıltıcı açıklamalara kayıtsız kalamazdı. Sessizlik ve eylemsizlik de tehlikelidir; çünkü onun gibi kişiler bir halkın adına konuşmaya ve onları ait olmadıkları bir kimliğe zorla dahil etmeye kalkarsa bu kabul edilemez.
İkbal Dürre, yanılıyorsunuz çünkü:
1. Rusya vatandaşlarını kim sayar? Elbette yabancı yorumcular değil.
Dürre, Rusya’nın resmi nüfus verilerinin hatalı olduğunu, kendi kişisel tahminlerini yansıtmadığını sıkça ima ediyor. Oysa Rusya, herhangi bir egemen devlet gibi, kendi nüfus sayımını yapar ve vatandaşların nasıl tanımlanabileceğine karar verir. Rusya’daki yüz binlerce Ezidî’nin kendini “Ezidî” olarak kaydetmesi onların yasal hakkıdır ve aynı zamanda onların ayrı etnik (Ezidî) ve dini (Şarfadin) mirasının tanınmasıdır.
Dışarıdan bir yorumcunun, bireylerin resmi bir Rus nüfus sayımında kendilerini nasıl tanımladıklarını tartışma yetkisi var mıdır?
2. Ezidiler Kürt değildir ve tam da bu yüzden Kürt olarak sayılmazlar.
Ezidiler “Kürt” yerine “Ezidî” olarak tanımlandıkları için Rusya’nın Kürt nüfusunu yanlış saydığı iddiası, temel bir gerçeği görmezden gelir: Ezidiler, kendi başına eski bir etnik kimliğe ve Kürt kimliğinden bağımsız olan Şarfadin inancına sahip bir halktır.
Ezidiler kendilerini Kürt olarak tanımlamıyor ve Rusya onları buna göre kaydediyorsa, bu bir hata değildir.
Bu doğruluk, bir gerçektir.
Ezidileri Kürt demografisine zorla dahil etmek, insanların kimliklerini başkasının politik (kürtleştirme) anlatısına uydurmak anlamına gelir.
3. “Kürt vatandaşları”? Nerede, tam olarak?
Dürre, Rusya’daki Ezidileri “Kürt vatandaşları” olarak nitelendiriyor.
Oysa böyle bir vatandaşlık yoktur.
Rusya vatandaşları Rus vatandaşıdır.
Rusya’daki Ezidiler hiçbir zaman “Kürt yönetimindeki” bir devletin vatandaşı olmamış, Rusya Federasyonu’nda “Kürt yetkisi” altında yaşamamıştır.
Hiçbir “Kürt yönetimiyle” etkileşimde bulunmamışlarsa, onları nasıl “Kürt vatandaşı” olarak etiketleyebilirsiniz? Bu terim sadece yanlış değil, uydurulmuş ve yapay bir anlatıdır.
4. Rusya’daki Ezidileri Kürt olarak etiketlemeye neden çalışılıyor?
Dürre’nin ısrarla Ezidileri Kürt olarak sınıflandırma çabası daha derin bir soruyu gündeme getiriyor:
Ezidiler (ve benzer şekilde Asurîler de) kendilerini açıkça farklı tanımlarken, neden sürekli olarak Kürt kimliğine dahil edilmeye çalışılıyorlar?
Bu, Rusya’da nesiller boyunca inşa ettikleri kültürel, mesleki ve sosyal başarıları başka bir etnik kimliğe mal etme girişimi midir? Başarılarını, tanınmalarını ve katkılarını kendi etnik bayrakları altında yeniden markalaştırma çabası mıdır?
Rusya’daki Ezidiler, kendi kurumlarını, kültür merkezlerini, kamu figürlerini ve saygın pozisyonlarını oluşturmuşlardır. Onlar Ezidî olarak tanınır: ne daha fazla ne de daha az. Kimliklerini reddettikleri bir etnik etiketle küçültmek demografik analiz değil, kültürel emperyalizmdir.
5. Kimlik bir sayı oyunu değildir
Dürre’nin demografik uzmanlık olarak sunduğu şey, aslında bir halkın kimliğini kendi ve diğer Kürt aşırılarının politik dünya görüşüne göre yeniden şekillendirme girişimidir. Oysa Ezidiler kimseye ait değildir. Mirasları, ona dayatmaya çalıştığı kategorilerden daha eskidir ve kendilerini tanımlama hakları tartışılamaz.
Rusya, Ezidileri Ezidî olarak kaydeder, çünkü onlar öyledir. Hiçbir köşe yazısı veya çarpıtılmış metin bunu değiştiremez.
Ve son olarak…
Unutmayalım ki Rusya’da bu kadar çok Ezidî’nin yaşamasının en büyük nedeni, 1915’te onlara karşı işlenen soykırımdır — Osmanlı yetkilileri ve bu vahşetlere katılan Kürt grupları tarafından gerçekleştirilmiştir. Ezidiler öldürüldü, yağmalandı ve sürüldü. Atalarının topraklarını terk etmeye zorlandılar ve hayatta kalıp yeni ülkelerde yeniden yerleştikten sonra, şimdi onlara “Kürt” etiketi yapıştırılmaya çalışılmaktadır.
İşte insanların “Kürt mantığı” dediklerinde tam olarak kastettikleri budur.

